Ülkeler için ekonomik özgürlük önemlidir. Bunun olabilmesi için de ülkede üretim olması gerekir. Üretimin olduğu ülkeler ekonomik anlamda gelişme gösterir. Üretim arttıkça dış ülkelere ihracat artarak ülke ekonomisi kalkınmış olur. Gelir düzeyi üst seviyelere yükselerek yurt dışına mal ihracatında yükseliş gösterir. Bu sayede bir marka değeri oluşur, ülke döviz alarak para biriminin ve yaşam standartlarının yükselmesi sağlanır.
Tüm bunlar dış ülkelere olan bağımlılıktan kurtularak onların bize bağımlı olmasını sağlamak amaçlıdır. Çünkü güçlü bir ülke olmak için önce ülke ekonomisi güçlenmelidir. Ülkenin üretken olması hızlı bir gelişim sağlayabilir.
En önemlisi ülkemizde otomotiv alanında gelişim göstermemizdir. Türkiye yerli otomobil yapabilecek ve başarı ile pazarlayabilecek olgunluktadır. Türkiye’de bir Türk Otomobilini ve ticari aracını başarı ile yaratmak mümkündür. Bunun için her şeyden önce otomobil ve ticari araç ürün konseptini oluşturmak, tasarlamak, üretmek ve pazarlayabilmek için üstün bir liderliğin ortaya konması gerekmektedir.
Bu liderlik Otomobil ve ticari aracı Organize etme, Tasarlama ve Üretme hayallerine sahip olmalı, hayallerine inanmalı, cesur olmalı ve her şeyden önemlisi bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile hayali gerçekleştirmek yolunda çaba içinde olabilmelidir. Dünya Otomotiv Endüstrisinin bugün ve yarınki koşullarını çok yakından bilmelidir.
Bir ikinci önemli sektör de mobilya sektörüdür diyebiliriz. Bu sektörde “mobilyanın başkenti” diye nitelendirilen Bursa İnegöl ilçesi, inegöl mobilyası ile Türkiye’nin mobilya üretiminin %35′ ini, sandalye üretiminin ise %85′ ini karşılıyor.
Fabrikada 600 çeşide yakın mobilya üretimi yapılmaktadır. Bu rakamlara bakarsak dünyadaki mobilya üreticilerine de artık sandalye ihracatı yapılmaya başlanmıştır diyebiliriz. Mobilya ihracatı yapılan ülkelere örnek olarak İsveç, Hindistan, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Dubai ve İtalya gibi ülkeleri sıralayabiliriz.
Bunlara ek bahsedecek olursak da iklimlendirme sektörünün gelişimi ve ihracat hedefleri oldukça fazladır. Ekonomide ki katkı payı büyüktür. Türkiye olarak bireysel klima sektöründe dünyada yüzde 2,5, Avrupa’da %13’lük pazar payına sahibiz. 10 yılda 7 katlık büyüme oranı yakaladık ve bireysel klima pazarının büyüklüğü açısından Avrupa’nın ilk üç ülkesi arasında yer alıyoruz. Dünyada ısıtma, soğutma ve havalandırma cihazlarına olan talep gün geçtikçe artıyor. Bu da demek oluyor ki ihracat gereksinimi de artıyor. Talep oldukça ve üretim yapıldıkça ülke ekonomisi üst düzeyde katkı sağlar. Ülkeyi çok daha iyi bir düzeye getirebilir.